Başlıktaki sözler bana ait değil. Televizyonda zap yaparken rastladığım, aklımda sarı dik saçları ve acayip hareketleriyle dans ederek kalan Tarık Mengüç’e ait. Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda Tarkan’ın muhteşem konserini dinlerken, Mengüç’le resmen yer mücadelesi yaptık.
Saat 9 gibi yani konserin başlama saatine yakın Harbiye’ye gittik. Yerlerimiz numaralı olduğu için geç gitmekte bir mahsur görmemiştik. Açıkhava’da yer gösteren görevlinin bir biletlerimize bir oturacağımız yere bakakalması, bir şeylerin ters gittiği izlenimi vermişti zaten. Neyse, bize bir yer gösterdi. Gerçi gösterdiği yer başkasınındı, 10 dakika sonra oradan kalkıp, bize ait olan 9 ve 10 numaralı koltuklara oturduk.
Niye boş koltuk yok?
Birkaç dakika sonra da yer gösteren görevlinin tereddüt nedenini anlamıştık. Yanımızda ayakta duran Mengüç, oturduğum koltuk ve yanımda bir kadının oturduğu (Mengüç’ün eşi) koltukların arasını göstererek, "Buraya sizi rahatsız etmeden oturacağım" dedi.
Şaşırdım, ne dediğini anlamaya çalışırken;
"İki bilet almıştım, birini kaybettim" dedi ve oturdu. Şaşkın şaşkın bakarken, beni konsere davet eden arkadaşım Tuğba, "Biletinizi kaybettiyseniz neden boş koltuk yok?" deyiverdi.
Mengüç, ne dediğimizi dinlemekten çok aynı nakaratı tekrarladı: "İki bilet almıştım, birini kaybettim."
Tabiki konseri tek koltukta iki kişi oturarak izledik. Oraya eğlenmeye gitmiştik ve keyfimizi hiçbir şey bozmamalıydı. Ancak koltukların yapısından dolayı hiçbirimiz rahat oturamadık.
Git öte!
Konser arasında, genç kızlar ve çocuklar, Mengüç’ün yanına koşarak, fotoğraf çektiriyor, imza alıyor. Biz ise konser boyunca Mengüç’e "git öte" bakışları atıyoruz. Bizim için anlatması tuhaf bir durumdu.
Bu arada merak etmeden duramadığım sorular var:
- Ünlü olunca her istediğini yapabiliyor musun?
- İki bilet alsam, birini nasıl kaybederim?
- Varsayalım kaybettim, beni konsere alırlar mı?
- Aldılar diyelim, o koltuk boş olmaz mı?
11.08.2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder