Bu gecikmiş bir Bienal yazısıdır. Yeni yıl öncesi evde temizlik yaparken 14. İstanbul Bienali’nden kalma tanıtım kağıtlarını görünce hatırladım. Kurban Bayramı’nı Büyükada’da geçirmeye karar vermiş ve Arife günü Bienali gezince ne kadar iyi bir karar aldığımızı düşündüm. Adrian Villar Rojas’ın daha sonra da satıldığı konusundaki haberlerle gündemden düşmeyen dev hayvan heykelleriyle ilgili bir yazı yazacaktım. Araya işler güçler girince çektiğim bu fotoğraflar boşa gitmesin dedim.
Büyükada’daki Bienal etkinlikleri yedi noktadaydı. İlk mekan olan Kaptan Paşa Deniz Otobüsü’nde iki sanatçının eserleri vardı. İlki Marcos Lutyens’in ‘hipnozcu’, ikincisi ise Pınar Yoldaş’ın ‘tuzlu suyun kalbi’ adını taşıyordu.
İkinci mekan olan Büyükada Halk Kütüphanesi’nde ise Merve Kılıçer’in mitolojiden günümüze kadına yüklenen anlamların izini süren gravürler bulunuyordu.
Üçüncü mekan ise bizim kısa bayram tatilimizde kaldığımız ve Büyükada’nın simge mekanlarından Splendid Otel’di. Burada Bienal’in en tanınan sanatçılarından William Kentridge’nin ‘ah, içli makine’ adlı video eseri izleyiciyle buluştu. Rizzo Palas’ta da Ed Atkins’in gerçek bir hikayeden esinlenerek hazırladığı bir video vardı. Hatırladığım kadarıyla yaklaşık 17 dakika süren videonun tamamını izlememiştim. Bienal sayesinde keşfettiğimiz Mizzi Köşkü’nde ise radyoyu icat eden Guglielmo Marconi’nin batan gemisi Elettra’nın deniz altındaki kalıntılarından yola çıkan Susan Philipsz’in eseri sergilendi. Ancak, Bienal katılımcılarının eserden çok Mizzi köşküne ilgi gösterdiğini belirtmeden geçemeyeceğim.
Televizyon izleyicilerinin Hatırla Sevgili dizisinden hatırlayacağı Çankaya 57 no’lu mekanda yine bir video çalışması vardı.Daria Martin’in Bienal’e özel üretilen videoda nsan duyularının gizemli işleyişi üzerinde bir deneme sunuluyordu.
Bienal’e damga vuran Adrian Villar Rojas’ın dev hayvan heykelleri ise Troçki’nin 1932-1933 yıllarında yaşadığı Yanaros Köşkü, daha doğrusu yaygın adıyla Troçki Evi’nde sergileniyordu. Troçki Evi’nin yıkıntı içinde olması hayal kırıklığı yaratırken, bu sergi nerede merakıyla yokuş aşağı sahile inerken küçüçük bir kapıdan denizin üzerindeki dev heykellerle büyüleniyorsunuz. Hakikaten muhteşemdi.
2015 yılındaki 14. İstanbul Bienal'inde aklımda kalanlar bunlardı. Bakalım 2016'da bizi neler bekliyor?
 |
| Splendid Otel'de video gösterisi. |
 |
| Mizzi Köşkü... |
 |
| Çankaya 57 |
 |
| Troçki Evi'nin bakımsızlığı şaşırtıyor... |
 |
| Troçki Evi'nden sahile indiğinizde denizin üzerindeki dev heykeller büyüleyici. |
 |
| Splendid Otel |
 |
| Merve Kılıçer'in eserinden... |
 |
| Kaptan Paşa Deniz otobüsündeki ilk eser. |
 |
| Kaptan Paşa Deniz otobüsündeki ikinci eser. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder