Ukrayna asıllı ressam Alexis Gritchenko’nun 1919-1921 yıllarında arasında İstanbul’da yaşadığı dönemi yansıtan çoğu suluboya olmak üzere, guaj, karakalem ve yağlıboyadan oluşan eserleri 10 Mayıs’a kadar Meşher’de sergileniyor. İç savaş nedeniyle Moskova’dan kaçarak İstanbul’a sığınan sanatçı, elinde not defteriyle sokakları, ibadethaneleri, pazarları ve tarihi mekanları gezer.
İstanbul’un tarihiyle yakından ilgilenen Gritchenko, bu gözlemlerini eserlerine yansıtır. İnsanları dikkatle inceleyen sanatçı eserlerinde mesleklere de değinir: Tüccarlar, pazarcılar, simitçiler, dükkan sahipleri gibi. Özellikle hamallara yönelik hayretini anılarında belirtiyor. Sanatçı kırmızı fesli adamlar ve çarşaflar içindeki gizemli kadınların yarattığı renk cümbüşünden de etkilendiğini söylüyor. Eserlerinde kübizm ve füturizm etkileri taşıyan sanatçı dynamocolor akımını yaratıyor.
İstanbul’da kaldığı sürede İbrahim Çallı ve Namık İsmail gibi sanatçı ve yazarlarla da dostluklar kurar. Namık İsmail 1920’de Gritchenko’nun bir portresini yapar. Ukraynalı sanatçı Namık İsmail aracılığıyla bir resmini Abdülmecid Efendi’ye gösterir. Gritchenko, Namık İsmail için, “Namık yetenekli, bence bu konuda hiçbir şüphe yok” der. Ancak, sanatındaki Alman etkisini anlamlandıramaz. Namık İsmail ise Ukraynalı ressamın eserlerini takdir ederken, anlaşılmaz olduğunu düşünür. Namık İsmail, Gritchenko’ya Beşiktaş’ta ailesiyle yaşadığı konaktaki atölyesini kullandırır. Gritchenko, Namık İsmail’in kız kardeşi Ulviye’nin de resmini yapar.
Gritchenko Mart 1921’de İstanbul’dan ayrılır. Önce Yunanistan’a gider daha sonra da Paris’e yerleşir. Aynı yıl Paris’te İstanbul’u konu alan 12 resmi Paris’te sergilenir. Bu sergideki üç eserinin röprodüksiyonunu İbrahim Çallı’ya gönderir.
1924 yılında Namık İsmail ve eşi Paris’e gider ve Gritchenko ile görüşürler. Sanatçı, dostlarına resimlerini hediye gider. Namık İsmail, Ukraynalı sanatçının Paris’te dynamocolor’un katı yapısından uzaklaşıp daha dokulu, dışavurumcu kompozisyonlara yöneldiğini aktarır.
KİTABI, ATATÜRK’ÜN ÖZEL KOLEKSİYONUNDA
Bu arada Alexis Gritchenko anılarını 1930 yılında İstanbul’da İki Yıl adlı kitapta toplar. Bu kitap Atatürk’ün özel kitap koleksiyonunda da yer alıyor. Gritchenko, kitapta İstanbul ile ilgili şöyle yazar: “Konstantiniye’nin bir zamanlar Ortacağ’ın Paris’i diye nam salması boşuna değildir. Bu kıyaslama oldukça anlamlıdır. Slav dillerinde verilen isim de ona uygundur: Çargrad, kentlerin çarı ve çariçesi… Konstantiniye’de bulunmuş ve Ayasofya’yı görmüş olmak günümüzde Paris’i ve Notre Dome’ı ziyaret etmekten daha fazla şey ifade ediyordu."