Netflix’in intraktif olarak izlenen filmi Black
Mirror: Bandersnatch izleyicilerine ilginç bir deneyim sunuyor. Filmin sonunu
izleyici yaptığı tercihlerle belirliyor. 1984 yılında geçen film, genç bir
programcının, etkisinde kaldığı Bandersnatch romanını bir video oyununa
çevirmesi ve bu oyunu bir şirkete satmasını konu alıyor.
Bu filmi izlemek bilgisayar oyunu oynamak gibiydi.
Yaptığım bazı seçimlerle filmi hemen sonlandırdığım anlar oldu. Bu durumda film
tekrar başa dönüyor ve yeni seçimler yapmamı sağlıyor. Bu şekilde herhalde 8-10
farklı sona ulaştım. En sonunda yaptığım seçimle film sona erdi. Bir bilgisayar
oyununu kazanmış hissiyle televizyonu kapatırken, başka sonlar var mıydı diye
düşünmeden edemedim. Bilgisayar oyunlarını tamamladığınızda olan bir daha
oynasam duygusu gibi tekrar izlemek istedim.
Filmi izlerken yaptığımız seçimlerin hayatlarımızı
nasıl etkilediğini de düşündüm. Bugün yaşadığımız her şey yaptığımız seçimlerin
sonucu… Zaman zaman yaptığım seçimler filmin ana karakteri Stefan’ın macerasının
hemen sonlanmasına yol açtı. Bu bazen ölmesiyle sonuçlandı, bazen de projesinin
yarım kalması ve başarısız olmasına yol açtı. Başa dönüp yeni seçimlerle farklı
sonuçlara ulaştım.
Ancak, gerçek hayatta yaptığımız seçimleri
değiştirmemiz mümkün değil. Aldığımız kararların sonuçlarına da katlanırız.
Bugün birşeylerden şikâyet ediyor ya da keşke şöyle olsaydı dediğimiz bir şey
varsa zamanında attığımız adımların sonuçlarını yaşadığımız içindir.
Filmi izlerken düşündüğüm bir başka konu da, Stefan’ın
‘biri benim yerime karar veriyor’ sorgulaması gibi acaba bizim yerimize de bir
güç mü karar veriyor oldu. Aldığımız kararlar önceden belirlenmiş mi? Stefan
gibi bir filmin içinde yaşıyor ve kararlarımızı birileri mi veriyor?
En iyisi bunları düşünmeyip, hem filmin hem de
aldığımız kararların keyfini çıkarmak.
