4 Ocak 2019 Cuma

Black Mirror: Bandersnatch


Netflix’in intraktif olarak izlenen filmi Black Mirror: Bandersnatch izleyicilerine ilginç bir deneyim sunuyor. Filmin sonunu izleyici yaptığı tercihlerle belirliyor. 1984 yılında geçen film, genç bir programcının, etkisinde kaldığı Bandersnatch romanını bir video oyununa çevirmesi ve bu oyunu bir şirkete satmasını konu alıyor.
Bu filmi izlemek bilgisayar oyunu oynamak gibiydi. Yaptığım bazı seçimlerle filmi hemen sonlandırdığım anlar oldu. Bu durumda film tekrar başa dönüyor ve yeni seçimler yapmamı sağlıyor. Bu şekilde herhalde 8-10 farklı sona ulaştım. En sonunda yaptığım seçimle film sona erdi. Bir bilgisayar oyununu kazanmış hissiyle televizyonu kapatırken, başka sonlar var mıydı diye düşünmeden edemedim. Bilgisayar oyunlarını tamamladığınızda olan bir daha oynasam duygusu gibi tekrar izlemek istedim.
Filmi izlerken yaptığımız seçimlerin hayatlarımızı nasıl etkilediğini de düşündüm. Bugün yaşadığımız her şey yaptığımız seçimlerin sonucu… Zaman zaman yaptığım seçimler filmin ana karakteri Stefan’ın macerasının hemen sonlanmasına yol açtı. Bu bazen ölmesiyle sonuçlandı, bazen de projesinin yarım kalması ve başarısız olmasına yol açtı. Başa dönüp yeni seçimlerle farklı sonuçlara ulaştım.
Ancak, gerçek hayatta yaptığımız seçimleri değiştirmemiz mümkün değil. Aldığımız kararların sonuçlarına da katlanırız. Bugün birşeylerden şikâyet ediyor ya da keşke şöyle olsaydı dediğimiz bir şey varsa zamanında attığımız adımların sonuçlarını yaşadığımız içindir.
Filmi izlerken düşündüğüm bir başka konu da, Stefan’ın ‘biri benim yerime karar veriyor’ sorgulaması gibi acaba bizim yerimize de bir güç mü karar veriyor oldu. Aldığımız kararlar önceden belirlenmiş mi? Stefan gibi bir filmin içinde yaşıyor ve kararlarımızı birileri mi veriyor?
En iyisi bunları düşünmeyip, hem filmin hem de aldığımız kararların keyfini çıkarmak.